Zeyrek Cami

Written by

·

Zeyrek İsmi Nereden Geliyor?

Cami’nin ismi, 15.YY Osmanlı Dönemi din adamlarından Molla Zeyrek Efendi’den gelmektedir. Molla Zeyrek Efendi’nin asıl adı Molla Mehmet Efendi’dir ve Akşemseddin, Akbıyık gibi  dönemin önemli düşünce adamlarıyla beraber Hacı Bayram Veli’ye öğrencilik etmiştir. Zeyrek zeki, akıllı manasına gelir. Hazır cevaplığından dolayı Molla Mehmet Efendi’ye bu ismi Hacı Bayram Veli tarafından vermiştir.

Yapının Tarihi

1088 yılında Macaristan Kralı’nın Prişka adında bir kızı olur. Prişka büyüyüp genç bir kız olunca siyasal ilişkiler için Bizans İmparatoru II.Ioannes ile evlendirilir. Bizans İmparatoru ile evlenirken Ortodoks Kilisesine kabul edilirken ve adı artık İrene olur. İki oğlu imparatorluk yapar ve o da servetini hayır işlerinde kullanır. Irene ve II.Ioannes’in Ayasofya’da bir mozaikte, kiliseye yardımda bulunduklarını simgeleyen tasvirleri vardır.  Kızıl saçlarıyla bilinen İrene’nin sekiz çocuğundan en meşhuru Manuel Komenos’tur. 

Gelelim İrene’nin Zeyrek Cami ile olan ilişkisine. Zeyrek Cami’nin bugün bulunduğu yer bir zamanlar bir manastırdı ve bu manastır 700 rahibi bünyesinde barındıracak kadar geniş bir manastırdı. Ayasofya’dan sonra İstanbul’daki en büyük Bizans kilisesidir.  Zeyrek Cami’nin manastırkenki adı Pantokrator Manastırı’dır. Mimarın adı Mimar Nikeforos’tur. Bu manastır birbirine bitişik 3 kiliseden oluşmaktadır. Aslında iki kilise ve bir mezar şapelinden oluşur. Kiliseler; İsa, Meryem ve Melek Mikail’e adanmıştır. 12.yy’da İrene tarafından İsa’ya adanan kilise yaptırılmaya başlanmıştır. İrene ölünce eşi de Meryem adına bir kilise inşa ettirmiştir. ettirmiştir.  sonra da mezarların bulunduğu 3.kısım yaptırılır.  Evrenin Hakimi (pantokrator) İsa kilisesi bugün cami olarak kulanılan Bu kilisenin adı Şefkatli Meryem manasına gelen Theotokos  Elousa’dır. Şimdiki Fatih Cami’nin Bizans döneminde yerinde Haverion Kilisesi vardır. Bu kilisenin önemi altındaki kripta adlı Bizans Hanedanlığına ait mezar odalarından gelmektedir. Fakat bu kriptalarda yer kalmadığından yeni bir kriptaya ihtiyaç duyulmuştu. Bu iş için de Pantokrator Kilisesi seçilmişti ve Haverion’un devamı olarak açılmıştı. Bu mezarlığın üstünde de manastırın 3.kilisesi olan ve Melek Mikail’e adana mezarlık şapeli inşa edilmiştir. Buradaki şapelde gömülü olan pek çok hanedan mensubu vardır. 

-İmparator II. İoannes Komnenus

-İmparatoriçe Irene

-İmparator I. Manuel Komnenus

-İmparatoriçe Berthaa Schulzbach (İrene’nin Alman gelini)

-İmparator V. Ioannes Paleologos) 

Çukurçeşme

Bizans Döneminde Ortodoks kilisesi bulunan bir yerde genelde ayazma bulunur. Bu manastır yapısının yanında bulunan Saliha Sultan Sıbyan Mektebi binasının içerisinde merdivenlerden aşağı inilerek ulaşılan Çukurçeşme adı verilen bir çeşme bulunmaktadır. Bu çeşmenin eski zamanlarda bir ayazma olduğu söylenir. Ayrıca eskiden kilisenin altında Fokas adlı bir sarnıç olduğu söylenir. Çukurçeşme bugünlerde bir binanın içinde kalmaktadır. Türkiye eğitim gönüllüleri vakfının hizmet verdiği binada bu çeşmeye aşağı doğru inen merdivenlerle ulaşılır. Çukurçeşme’nin merdivenleri ise ilginç bir olaya tanıklık etmiştir. İstanbul’da düzenlenen G7 Zirvesi esnasında çocuklar başbakanlara burada bir müsamere düzenlemiştir.  Tazyik için bazı yerlerde çeşmeler bu şekilde alçaltmış şekilde olabiliyor. Osmanlı’da genel olarak Sıbyan Mektepleri altında çeşme bulunur.

Cami’ye Çevrilmesi

Yapı İstanbul’un fethinden sonra dönemin bilgini Molla Zeyrek Efendi’ye mederese olarak kullanması için tahsis edilir.  İstanbul’daki ilk eğitim kurumu olarak bilinir. Semt bu isimle anılmıştır. Fatih Cami Külliyesi içindeki Sahn-ı Seman medreseleri tamamlanınca, Molla yapı içindeki medrese Fatih Külliyesine taşınır. 1490 yılında da 2.Beyazıt döneminde manastırın 3 farklı yapısı arasındaki duvarlar yıkılıp camiye çevrilir. İstanbul’da Ayasofya’dan önce camiye çevrildiğini söyleyenler de vardır. Sahn-ı Seman Medreselerine kadar İstanbul’daki Bizans manastırlarından bazıları medrese olarak kullanılmıştır. 

Molla Zeyrek Efendi’nin Son Yılları

Kendisi ilk müderrislerdendir. Molla Zeyrek Efendi bir gün Cürcani adlı eski bir din aliminin tevhid konusunda hatalı olduğunu söyler. Bu durum Fatih sultan Mehmed’in kulağına gider. Bunun üzerine Fatih, Cürcani’nin yaşayan en bilgili öğrencisi Hocazade ve Molla Zeyrek ‘in tevhid konusunda huzurunda münazara etmelerini ister. Molla Hüsrev ve Vezir Mahmut hakemliğinde 7 gün Fatih’in huzurunda münazara edilir. En sonunda Hocazade üstün gelir. Bunun üzerine Molla Zeyrek Efendi küser ve Bursa’ya gider. İstanbul’dayken 50 akçe maaşının 30’unu dağıtıp 20’sini kendine harcayan Molla Zeyrek Efendi’nin para geliri de kesilir. Bursa’daki Hasan Efendi adlı komşusu ona bu parayı vermek ister ve Zeyrek Efendi de kabul eder. Fatih Molla Zeyrek Efendi’yi tüm yaşananlara rağmen defalarca İstanbul’a çağırır. Molla Zeyrek ise ‘Hasan Efendi bana yeter, benim padişahım artık odur’ der ve bu teklifi reddeder.